Salih Saim Bey ve Üsküdarlı Şaşı Hafız

Bunu Paylaş

                                     Dursun GÜRLEK  Her sahada kaleme aldığı iki yüzden fazla eserle bir nesle okuma zevkini tattıran Ahmet Mithat Efendi bir gün Babıali yokuşunu tırmanırken hayli yorulur. Göğsüne kadar sarkan uzun ve muhteşem sakalı da dahil, bütün vücudu kan ter içinde kalan Hace-i Evvel biraz olsun, dinlenmek ihtiyacını duyar. Gözüne ilişen…

Okumaya Devam Et

Bunu Paylaş

Sırrı Paşa

Bunu Paylaş

                                     Dursun GÜRLEK  Sırrı Paşa 1844 yılında Kandiye”de doğdu. Giritli Salih Tosun Efendinin oğludur. Nitekim daha sonraki yıllarda ””Giritli Sırrı Paşa” diye anıldı. Tefsir denilince hemen hepimizin aklına Kur”an-ı Kerim”in baştan sona açıklanmasından ibaret olan hacimli eserler gelir. Oysa sistematik bir yöntemle kaleme alınan bu çalışmaların yanında bir de yüce…

Okumaya Devam Et

Bunu Paylaş

İbret ve Hikmet’ten Yapışkan Vecizeye Levha Geleneğimiz

Bunu Paylaş

                                    Ahmet Turan ALKAN  Hepimiz hayatın belli bir anında, belli bir duvara bir şeyler yazmak istemişizdir; sizleri ilzam etmek istemem ama en azından benim için yukarıdaki cümle doğruluk taşıyor. Gençlik eyyamında “vatan kurtarma”” mesaisi ile iştigal ederken şehrin girişindeki üst geçit köprüsünün alt katındaki müsait duvarları ve direkleri bir tabelacı…

Okumaya Devam Et

Bunu Paylaş

İstanbul’da Çınar Vak’aları

Bunu Paylaş

                                         Dursun Gürlek  Yıldırım Bayezid Han, ilk erkek çocuğu dünyaya gelince çok sevindi. Duyduğu bu büyük mutluluğu paylaşmak istedi. “Bugün Bursa”da bir erkek çocuğu olan herkese ulufe verilecektir!”” diye her tarafa ilan ettirdi. Bunun üzerine, Hisar mevkiinde bulunan sarayın kapısına seksen yaşında bir kadın geldi ve bağırmaya başladı: -Ulufemi isterim,…

Okumaya Devam Et

Bunu Paylaş

Osmanlı Devletinde Arşivcilik Ve Başbakanlık Osmanlı Arşivi

Bunu Paylaş

I- Türk devletlerinde defter tutma(arşiv) geleneği  Türk idare ve kültür hayatında arşivlerin tarihi, Orta Asya Türklüğü’ne kadar uzanmaktadır. Ortaçağların medeni milletlerinden biri olan Uygur Türkleri(745-840)’nin şehirlerinde; zengin kütüphaneler, resmi daireler, noterler, gümrük teşkilatı, mahkemeler ve resmi yazışmaların saklandığı arşivler vardı. Bu hususun doğruluğu, Uygur-Türk şehirlerinde yapılan kazı ve araştırmalar neticesinde…

Okumaya Devam Et

Bunu Paylaş