Prof. Dr. Ahmed Akgündüz
Osmanlı Devletinin hayâtın her sahasında, tatbikattaki bir kısım suiistimaller bir tarafa bırakılırsa, İslâm hukukunu ve şer‘-i şerifin ahkâmını uyguladığını, arşivlerdeki vesikalar açıkça göstermektedir. İşte bunlardan biri de şimdi neşredeceğimiz, bir kısım cem‘iyyetlerde davul zurna çaldırıp gayr-ı meşru bir tarzda yapılan eğlencelerin yasaklanması hususudur. Günümüz Türkiye’sinde ahlaksızlık şeref addedilirken ve devletin yetkilileri Hristiyan hükûmetlerin dahi yasakladığı gayr-ı meşru filimlerin televizyon ekranlarında çoluk çocuk ve gece gündüz demeden herkese seyrettirildiği bir zamanda, bu Yasaknâmenin neşri de manalı olsa gerektir.
Bu Yasaknâme’nin elimizdeki tek nüshası, İstanbul Müftülüğü Şer‘î Siciller Arşivi, Üsküdar Mahkemesi, No: 6/20, Vrk. 150’de bulunmaktadır ve tesbitlerimize göre ilk defa neşretmekteyiz.
Kudvetü kudât’il-İslâm umdetü vulât’il-enâm ma‘den’ül-fadli vel-kelâm tevkî‘-i refî‘-i hümâyûn vâsı olıcak ma‘lûm ola ki;
1. Eyyâm-ı saltanat-ı hümâyûnumda icrây-ı şerâyi‘-i ilâhî aksây-ı murâdım ve infâz-ı ahkâm-ı Mustafavî müntehây-ı merâmım olmağın, bundan akdem Memâlik-i Mahmiyyemde olan şehirlerde bayramlarda ba‘zı kimesneler tahsîl-i menâfi‘ içün salıncaklar kurub tabl ve nakkâre ve zurnalar çalub nice melâ‘ib ve melâhî irtikâb olunub andan gayrı bida‘-ı merfû‘adan eyyâm-ı âşûrâda şî‘a[1] tâifesi dahi sancaklar kaldırub kûs ve nakkâreler ve def ve dümlekler ile alâniyyen gezüb hilâf- şer‘ lu‘b ve lehv ile meşğûl olub ol ecilden nice fısk u fücûr olmağın, anın gibi bayramlarda ve sâir zamanda hilâf-ı şer‘-i şerif kimesneye iş etmeye deyü emr olunub; ol makûle ef‘âl-i kabîha ve bida‘-ı şenî‘a men‘ ve def‘ olunub tenbîh ve te’kîd olunmuş idi.
2. Ol emr-i şerifim kemâ kân mukarrer olmağın buyurdum ki, hükm-i şerîf-i vâcib’ül-ittibâ‘ım vusûl buldukda emrim üzere bayramlarda ve sâir eyyâmda hilâf-i şer‘-i şerîf kimesneye tabl ve nakkâre ve zurna ve sâir âlât-ı lehv ve lu‘b[2] çaldırub izhâr-ı melâ‘ıb ve melâhî etdürmeyesin.
3. Ve eyyâm-ı âşûrâda ve sâir zamanlarda dahi şî‘a taifesin anun gibi vaz‘ ile şehirde gezdürtmeyüb bil-cümle şer‘-i şerife umûra ve evzâ‘ ve etvâra aslâ ruhsat verilmeyüb men‘ ve def‘ edüb men‘ ile memnû‘ olmayanları bi haseb’iş-şer‘‘iş-şerif te’dîb eyleyesin.
4. Ve bu hükm-i hümâyûnumun sûretin sicilde mahfûz kayd edüb hâliyâ ve min ba‘d bu emr-i hümâyûnuma ve şer‘-i şerife muhâlif kimesneye iş etdürmeyesin.
5. Ve kefere dahi eyyâmlarında alâniyyen fısk u fücûr edüb cem‘iyyet ile gezdirmeyüb hilâf-ı şer‘-i şerif iş etdürmesiz.
6. Şöyle ki, ba‘d’el-yevm taht-ı kazânızda bu menhiyyât men‘ olunmayub gerü vâki olduğı istimâ‘ olun, sizün adem-i ihtimâmınızdan nâşî olur, ana göre mukayyed olasız.
Şöyle bilesiz, alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasız.
Tahrîren fî evâsıt-ı şehr-i Zilka‘det’iş-Şerife senete sitte ve selâsîn ve tis‘a-mi’ete[3].
Gayr-i meşrû‘ Eğlencelerin Men‘i Hakkında Yasaknâme, İstanbul Müftülüğü Şer‘î Siciller Arşivi, Üsküdar Mahkemesi, No: 6/20, Vrk. 150
[1] Bu kelimenin şî‘a şeklinde okunmasından emîn değiliz.
[2] Âlât-ı Lehv ve Lu‘b: Eğlence ve oyun âletleri demektir.
[3] 10-20 Zilka‘de 936 tarihi demektir
[2] Âlât-ı Lehv ve Lu‘b: Eğlence ve oyun âletleri demektir.
[3] 10-20 Zilka‘de 936 tarihi demektir