Rahmi Tekin
Tarihte Ahlat ilim, irfan ve sanat merkezi olarak tanınmıştır. Söz konusu sanatın, işlemeye elverişli olan taşının kitabe yazımlarında, süslemelerinde ve en önemlisi olarak da yapılarda kullanılmasıyla önem kazanmıştır. Aşağıda da göreceğimiz gibi, yüzyıllar önce bu sanatı icra eden Ahlatlı sanatkarların, Anadolu’nun çeşitli yerlerinde yaptıkları yapılarda göstermiş oldukları maharete, günümüzde dahi insanların hayretlerini gizleyemedikleri birer vakıadır. Ahlatlı sanatkarları ancak yaptıkları eserlere, isimlerini yazarak atmış oldukları imzalarla tanıyabiliyoruz.
Bu sanatkarların bir kısmını Ahlat’ta yapmış oldukları sanat harikası mezar taşlarına yazdıkları isimlerinden öğreniyoruz. Bu ustaların bir çoğu sadece mezar taşı yapımında ve süslemesinde çalışmışlardır. Diğer taraftan bazı sanatkarları da Anadolu’nun çeşitli yerlerde yaptıkları cami, daruşşifa ve sair yapılardan tanıyoruz.
Önce Anadolu’nun Divriği ve Konya gibi yerlerde yapılan eserlerin Ahlatlı mimarlarını göreceğiz, daha sonra mezar taşı sanatkarlarını tanımaya çalışacağız.
1. Hürrem-Şah bin Mugis el-Hilatî
Mengücükoğulları’ndan Ahmet Şah ile Süleyman Şah ve eşi Melike Turhan Melek tarafından inşa ettirilen Divriği Ulu Cami ve Şifahanesi, orijinal mimarisini günümüze kadar koruyabilmiş nadir eserlerden biridir. Divriği’de bulunan bu külliye Anadolu’nun Türk mimarisinin en önemli şaheserlerinden sayılır.
Adı geçen Divriği Ulu Cami ve Şifahane kompleksi 626/1228-1229 tarihinde yaptırılmıştır. Tesbitlere göre camii, şifahane ve türbede çalışan beş sanatçının ismi tesbit edilebilmiştir. Bunlardan Hürrem-Şah ile Ahmed’in Ahlatlı olduğu anlaşılmaktadır.
Hürrem-Şah bin Muğis el-Hilati’nin külliyenin yapımında baş mimar olduğu anlaşılmaktadır. Gerek camiide ve gerekse şifahanede Hürrem-Şah’ın mimar olarak çalıştığını belirtir kitabeler bulunmaktadır. Kitabede Amilî Hürrem-Şah bin Muğisi el-Hilatî kaydı vardır.[1]
2. Ahmed Nakkaş Hilatî
Divriği Ulu Cami, Şifahane ve Türbe’de çalışan mimarlardan biridir. XIII. yüzyıl Anadolu Türk mimarisine sanatçı yetiştiren Ahlat, XIII. yüzyılın en görkemli bir eseri olan Divriği kompleksinde iki mimarı bulunmaktadır.
Divriği Ulu Camii şah kapısı sanatçısı olan Ahmed Nakkaş Hilatî’nin adı ile birlikte Nakkaş kelimesinin zikredilmesi, sanatçının mimari yapıdan ziyade süsleme işini yaptığı anlaşılmaktadır.[2]
3. el-Hac Mengümberti el-Hılatî
Konya’da Alaaddin Camisi minberi ustalarından biridir. Alaaddin Keykubat döneminde (1236 yılında) son şeklini alan camiide, el-Hac Mengümberti el-Hılatî minberin yapımında çalışmış ve minber kitabesinde adı zikredilmektedir. Ancak minber 550/1155 yılında yapılmıştır.[3]
4. el-Hilatî en-Neccar
Aksaray Kayseri yolunda, Aksaray’a 35 km. uzaklıktaki Alay-Han köyü yakınında bulunan Han’da çalışmış bir ustadır. Kesin olmamakla birlikte Anadolu Selçuklu hükümdarı İzzeddin Kılıç Arslan (1156-1192)’ın yaptırdığı kabul edilmektedir.
Yapan sanatçının ismi okunmamakla birlikte, hanın kitabesinde sadece sanatkarın memleketi ve sanatı belirtilen kısım okunabilmektedir. “el-Hilatî en-Neccar” kelimelerinin okunması da handa çalışan sanatkarın Ahlatlı olduğunu gösteriyor.[4]
5. Ebu’n-Nema bin Mufaddulu’l-Ahval el-Hılatî
Ahlat-Şahlar (1100-1207) döneminde yaşamış mimarlardan biridir. Ebu’n-Nema’nın en önemli eseri, Tercan’da yaptığı Mama Hatun Türbesi’dir. Sanat bakımından Anadolu’da bulunan eserlerin en önemlilerinden biridir. XII. yüzyılın sonları veya XIII. yüzyılın başlarında yapıldığı tahmin edilen eser oldukça süslüdür.[5]
6. Kasım bin Sinan Üstad Ali
Kara-Koyunlular döneminde yaşamış Ahlatlı ünlü bir mimar ve mezar taşı ustasıdır. Ahlat’ta günümüze kadar gelmiş sanat eserlerinin en tezyinatlısı olan Erzen Hatun Kümbeti’nin mimarıdır. Ayrıca meydanlık mezarlığında, Üstad Ali’nin eseri olan mezar taşlarına rastlanmaktadır.
Erzen Hatun kümbetinde olduğu gibi, inşa ettiği iki mezar şahidesine de baba adını Üstad Ali şeklinde kaydeden Mimar Kasım’ın, bir çok Ahlatlı mezar taşı sanatçısı gibi, mesleğini kendi ailesinden usta-çırak düzeni içinde öğrendiğini anlıyoruz. Ahlat mezarlıklarında imzalı eserlerine rastlamamakla beraber, babasının da bir sanatkar olduğuna şüphe yoktur. Ayrıca Mimar Kasım’ın eseri olan Erzen Hatun Kümbeti’nin bir benzeri olan Gevaş Halime Hatun Kümbeti’nin bu sanatçının babası Üstad Ali tarafından inşa edilmiş olması ihtimali de vardır. Ayrıca meydanlık mezarlığında Mimar Kasım’ın şakirtlerine de rastlamaktayız. Bunlardan biri (ilerdi kaydedeceğimiz gibi) Ahmed Şakird’ül-Üstad Kasım, ibaresiyle kayıtlı bulunan Ahmet’tir.[6]
7. Baba-Can Bey
XV. yüzyılda Ak-Koyunlular döneminde Ahlat’ta yaşadığı tahmin edilmektedir. Ahlat’ta günümüze kadar gelen sanat eserlerinin en harikası olan Bayındır Kümbeti’ni ve mescidini yapın sanatkardır. Mescidin girişinin solunda bulunan kitabede. Baba Can Bey ismi okunmaktadır. Sanat tarihçilerinin bir kısmı Baba Can Bey’in Ahlatlı olduğunu söylerken, Prof. Dr. Oktay Aslanapa, Mimar Baba Can’ın Azerbaycan’dan gelmiş olabileceğini söylemektedir. Oysa Anadolu Türk mimarisine mimar ve taşçı yetiştirmiş önemli bir kaynak olarak bilinen Ahlat’ta, özellikle mezar ve türbe mimarisinde çok değişik türde örnekler vermiş bir yapı geleneğinin yaşamaya devam ettiği bir sırada, uzaklardan getirilen bir mimara Ahlat’ta iş verildiğini düşünmek oldukça güçtür.[7]
8. Yakut (Kara Kuş) el-Hisabî
Selçuklular ve Anadolu’da kurulan Türk beyliklerinde mühendis ve mimara el-hisabî dendiğini kaynaklardan öğreniyoruz. Yakut el-Hisabî’de XII. yüzyılda Ahlat-Şahlar döneminde Ahlat’ta yaşamış bir Ahlatlı mimar mühendistir.
1164 yılında Ahlat çarşısında çıkan yangında bir çok işyeri ve ev yanarak kullanılamaz hale geldi. Bunun üzerine II. Sökmen’in karısı Şah-Banu yanan evleri ve kaleyi yıktırarak yeniden inşa ettirdi. Kalenin yapımında Ahlatlı mühendis Yakut el-Hisabî’yi, çalıştırdı. İbnu’l-Ezrak’ın verdiği bilgiye göre, kalenin vücuda gelmesi el-Hisabî’nin gayreti ile olmuştur. Ayrıca el-Hisabî’nin olağan üstü bir gayret sarf ettiğinden de bahsedilmektedir.[8]
Bu bilgilerden anlaşıldığına göre, Yakut el-Hisabî XII. yüzyılın ikinci yarısında Ahlat’ta yetişen önemli mimarlardan biridir. Maalesef Ahlat’ta onunla ilgili şu ana kadar her hangi bir kitabeye rastlanmamıştır.
9. Ahlat’ta Çeşitli Mezarlıklarda Eserlerine Rastlanan Ustalar
Osman b. Hasan, Adı bilinen ilk Ahlatlı sanatkarlardandır. Meydanlık mezarlığında bulunan üç eseri de XII. yüzyılın son çeyreğine aittir.[9]
İbrahim b. Kasım, Ahlat meydanlık mezarlığında eserleri bulunan ve bunların 1223-1225 tarihlerine ait olduğu kitabesinden öğrenilmektedir.[10]
Hasan b. Yusuf, XIII. yüzyılın ilk çeyreğinde eser veren Ahlatlı bir mezar taşı ustasıdır.[11]
Muhammed Davud, XIII. yüzyılın ilk çeyreğinde eser veren bir sanatkardır. Ahmed el-Müzeyyin, Veys (Üveys) b. Ahmed, Esed b. Eyyub, Cuma b. Muhammed, Asil b. Veys, Muhammed b. Veys, Havend b. Bergi, Esad b. Havend, Hacı Yusuf b. Mirand, Hacı Miran b. Yusuf, Hacı Mirçe b. Miran, Muhammed b. Miran, Bus b. Şimsik ed-Darbabi el-Hılatî ve Kasım b. Muhammed bu cümledendir.[12]
——————————————————————————–
[1] A. Şerif, age, s.99; Zeki Sönmez, Başlangıçtan 16. Yüzyıla Kadar Anadolu Türk-İslam Mimarisinde Sanatçılar, Ankara 1989, s.164-166; Zafer Bayburtluoğlu, Anadolu’da Selçuklu Dönemi Yapı Sanatçıları, Erzurum 1993, s.279-280; Ayrıca Divriği Ulu Cami ve şifahanesi hakında bkz, Ali Saim Ülgen, “Divriği Ulu Camii ve Darüş-Şifahanesi”, VD., Ankara 1962, sy.5, s.93-98; Hilmi Arel, “Divriği Ulu Camii Kuzey Portelinin Mimari Kuruluşu, VD, Ankara 1962, sy.5, s.99-125. Beyhan Karamağaralı, “Ahlatlı Sanatkarlar”, Önasya, Ankara 1971, c.VI, sy.72, s.6-7.
[2] Z. Sönmez, age, s.164-166; Z. Bayburtluoğlu, age, s.279-280.
[3] İbrahim Hakkı Konyalı, Abideler ve Kitabeleri ile Konya Tarihi, Konya 1964, s.311; Oktay Aslanapa, Türk Cumhuriyetleri Mimarlık Abideleri, Ankara 1996, s.21;. Zeki sönmez. age, s.220; Zafer Bayburtluoğlu, age, s.42-43; Beyhan Karamağaralı, agm, c.VI. s.6-7.
[4] Zeki Sönmez. age, s.184-185.
[5] A. Şerif, age, s.100; O. Aslanapa, age, s.33; Z. Sönmez, age, s.173-174.
[6] A. Şerif, age, s.89-91; N. Tabak, age, 24-26; Beyhan Karamağaralı, Ahlat Mezar Taşları, Ankara 1992, s.98, 198, 200; Z. Sönmez, age, s.361-362.
[7] A. Şerif, age, s. 78; O. Aslanapa, age, s.41; Z. Sönmez, age, s.370-371.
[8] İbnu’l-Ezrak, Meyyafarikin ve Amid Tarihi, Çev. Ahmet Savran, s.137; Osman Turan hoca İbnu’l-Ezrakı kaynak göstererek Yakut el-Hisabi’nin adının Karakuş olduğunu belirtmektedir. Oysa elimizde bulunan İbnu’l-Ezrak”ın yukarıda bahsedilen eserinde Yakut el-Hisabî’nın adının kara-kuş olduğuna dair bir nota rastlamadık. O.Turan, Doğu Anadolu Türk Devletleri Tarihi, s.117, 223, 239.
[9] Beyhan Karamağaralı, Ahlat Mezar Taşları, Ankara 1992, s.88, 109-111, 120.
[10] B. Karamağaralı, age, s.88, 121-122.
[11] B. Karamağaralı, age, s.88, 123-124.
[12] Bu sanatkarlar hakkında geniş bilgi için bakınız. B. Karamağaralı, age, s.88-99 ve bu sayfaları mütakip kataloklar kısmı.