Ahiliğin Doğuşu

          TÜRKİYE SELÇUKLULARI DÖNEMİNDE BİLİMSEL ORTAM VE AHİLİĞİN DOĞUŞUNA ETKİSİ                                 PROF. DR. MİKAİL BAYRAM[1]  GİRİŞ Ünlü Osmanlı Tarihçisi Aşıkpaşazade, Tarih-i al-i Osman adlı eserinde Türkiye Selçukluları za­manında Anadolu”da Türkmen çevrelerde ku­rulan sosyal, kültürel ve siyası kuruluşlardan biri olarak Ahi teşkilâtını (ahiyan-ı Rum) anmaktadır. Bu yazar Ba­cıyan-ı Rum (Anadolu Bacılar)…

Okumaya Devam Et

Milli ve Mali Mücadele

                                       Yaşar Baş Kurtuluş Savaşı öncesinde Türkiye”nin maddi ve mali durumu çok kötü bir durumdaydı. Osmanlı Devleti, maddi ve mali zorunluluklar nedeni ile zaman zaman kağıt para (banknot-kaime) çıkartmıştı. Ancak, çıkartılan kağıt paralar Birinci Dünya Savaşı yıllarının enflasyonist baskısı ve savaş uzadıkça ekonomideki mal darlığının daha da artması sonucu doğan…

Okumaya Devam Et

Osmanlı Devletinde İnsan Hakları ve Hürriyetleri

                               PROF. DR. AHMED AKGÜNDÜZ                      OSMANLI ARAŞTIRMALARI VAKFI BAŞKANI I- KONUNUN TAKDİMİ  İnsana saygı, insanın hak ve hürriyetlerine saygıyla ve hiç bir fark gözetmeksizin hukukun kâidelerini bütün insanlara eşit olarak tatbik etmekle mümkündür. Bu se­beple bu konuyu, Osmanlı Devleti ve muâsırı olan diğer devletlerde insanın hak ve hürriyetlerine karşı…

Okumaya Devam Et

Jön Türklük Ölmez; Ölse de Hatta!…

                               Ahmet Turan ALKAN  Genç Osmanlılar, Jön Türkler, ittihatçılar artık tarih sahnesinden çekildiler ama temsil ettikleri ruh haletinin onlarla birlikte toprağa gömüldüğünü söylemek mümkün mu? Safiyetleri, acullukları, yeri geldiğinde gözlerini karartarak ucu cinayete varan delice suikastlere teşebbüs etmeleri, “millette ümmid ettikleri feyzi” nedense hep garp ufuklarında aramaları, toplum mühendisliğine teşnelikleri,…

Okumaya Devam Et

Salih Saim Bey ve Üsküdarlı Şaşı Hafız

                                     Dursun GÜRLEK  Her sahada kaleme aldığı iki yüzden fazla eserle bir nesle okuma zevkini tattıran Ahmet Mithat Efendi bir gün Babıali yokuşunu tırmanırken hayli yorulur. Göğsüne kadar sarkan uzun ve muhteşem sakalı da dahil, bütün vücudu kan ter içinde kalan Hace-i Evvel biraz olsun, dinlenmek ihtiyacını duyar. Gözüne ilişen…

Okumaya Devam Et