Anadolu Selçukluları Zamanında Evhadi Dervişleri

                                Prof. Dr. Mikail Bayram  Anadolu Selçukluları zamanı. fikir hareketleri bakımından çok renkli ve çeşitlidir. Bu renklilik ve çeşitlilik, büyük ölçüde birbirinden küçük nüanslarla ayrılan pek çok dinî zümrelerden kaynaklanmaktadır. Abdallar, Ahiler, Haydarîler, Kalenderler (Cavlakîler), Mevlevîler, Babaîler, Bektaşiler, Şemsîler, Evhadîler, Rufaîler, Ekberîler, Kübrevîler vs. bu dönemde Anadolu” da faaliyet gösteren…

Okumaya Devam Et

Evvel Benem Ahir Benem

              Tasavvuf Edebiyatında Devriyye Geleneği      Tabirdir ki burada mevzu-ı bahsimiz “karakol devriyesi” değildir!. Devriyye eş”âr-ı sûfiyânede bir nev”i manzumatın ismidir.                                       Rıza Tevfik  Tasavvufî öğretide devir, varlıkların Hakk”tan gelişini ve O”na dönüşünü açıklayan bir oluş nazariyesidir. Varlığı ve nesneleri, zuhur ve tecellî esasına göre açıklayan mutasavvıflara göre mutlak varlıktan…

Okumaya Devam Et

Bursa’da Nakşibendiyye ve Nakşibendiyye Tekkesi

                                        Necdet Yılmaz 1. Açıkbaş Mahmud Efendi  Açıkbaş Mahmud Efendi, Urmiye Şeyhi Mahmud Efendi’nin kardeşinin oğludur. Künyesi, Seyyid Mahmud b. Ahî Mahmud b. Muhammed b. Muhammed’dir.[1] Diyarbakır’da doğmuştur. Bir ara Mardin Voyvodalığı’nda bulunmuş daha sonra bu resmî görevi bırakarak,[2] Urmiye Şeyhi Mahmud Efendi’ye intisâb edip mânevî terakkisini gerçekleştirmiştir.[3] Uzun bir…

Okumaya Devam Et

XVII. Yüzyılda Diyarbakır’da Nakşibendiyye

                                    Necdet Yılmaz a) Urmiye Şeyhi Mahmud Efendi  Seyyid Mahmud Efendi, Tebriz yakınlarında Urmiye[1] isimli bir beldedendir. Babası Nakşibendî meşâyihından, “Koç Baba” diye anılan Seyyid Ahmed Efendi’dir. Babasından zâhirî ve bâtınî ilimleri tahsil ederek irşâd izni almıştır. Bir müddet sonra babası vefat edince kendisi Diyarbakır’a gelip buraya yerleşmiştir. Ahâlî arasında…

Okumaya Devam Et

Hindîler Tekkesi

Horhor Tekkesi olarak da bilinen Hindiler Tekkesi, Aksaray’da Horhor Caddesi üzerinde kurulmuş, İstanbul’un Nakşibendî tekkelerindendir. Thıerry Zarcone, târihi ve silsilesi hakkında bilgi edinemediğimiz bu tekkenin XVII. yüzyılın ortalarında Kâdirîliğe bağlandığını kaydetmektedir.[1]  Evliyâ Çelebi, bu tekkeye Sultan İbrahim’in, gelip fukaralarıyla yemek yediğini bildirmektedir.[2] af) Diğer Nakşîler  Lagarî Mehmed Efendi: Ayvansarâyî’ye göre…

Okumaya Devam Et