Osmanlı’da Tasavvufi Hayat

Dr. Necdet YILMAZ A – XVII. Yüzyıla Kadar Tasavvuf İslâm dîninin, doğuşunu takip eden kısa süre içerisinde büyük coğrafyalara yayılmasının ana etkenlerinden biri -belki de birincisi- bu dinin bünyesi içinde barınıp gelişen tasavvuf cereyanı olmuştur.[1] “İlk devirlerden itibaren İslâm’ın özüne inerek, onu en iyi şekilde anlayıp, duygu, düşünce ve davranışlarını…

Okumaya Devam Et

Osmanlı’da Meşayıha Sağlanan İmkanlar

Dr. Necdet Yılmaz Osmanlı toplumu, hukukî bakımdan “askerîler” ve “reâyâ” olmak üzere iki sınıfa ayrılmakta idi. Askerîler bugünkü anlamda devlet görevlileridir; bunun göstergesi de pâdişahın verdiği berat ve bu beratta gösterilen görev karşılığı vergi muafiyetidir. Kısaca devlet görevlilerinin tümüne birden “askerî” denilirdi. Bu sınıfı; Dîvân-ı Hümâyûn üyeleri, ehl-i örf, ehl-i…

Okumaya Devam Et

Tarikatların İstanbul’da Gündelik Hayatı Şekillendirmesi

Tarikatların İstanbul”da Gündelik Hayatı Şekillendirmesi Üzerine Bazı Notlar (15.-17. Y.Y.) Ekrem IŞIN* 1. Giriş Tarikatların İslâm medeniyetini ve ona zemin hazırlayan şehir hayatım şekillendirme noktasında üstlendikleri fonksiyonlar, günümüzde sosyal tarih çalışmalarının başlıca inceleme konulan arasındadır. Bu mistik karakterli müesseselerin çok yönlü faaliyetlerine duyulan ilginin kaynağında, tarikat kavramının sosyal bilimler açısından…

Okumaya Devam Et

Osmanlı’da İlim, Kültür ve Sanat Hayatı

                                  Dr. Necdet Yılmaz  Osmanlı Devleti’nin en yüksek ilmî müessesesi olan medrese ile ilmiye mesleği, kuruluşundan Kanûnî devrine kadar devamlı gelişme kaydetmiştir. Medrese tahsilini tamamlayan ve kendisine ulemâ denilen ilim erbâbı, icazet aldıktan sonra, hukuk, eğitim, başlıca dinî hizmetler ve zaman zaman da bürokraside sorumluluk üstlenmekte ya da kendisini tamamen…

Okumaya Devam Et

Meşayih ve Sanat

                                         Dr. Necdet Yılmaz  Genel olarak tekkeler halk eğitimi ile birlikte dinî sınırlar içinde güzel sanatların merkezi ve koruyucusu olmuştur.[1] Şiir ve mûsikî başta olmak üzere, güzel sanatlarımızın bir numaralı kişisi hep derviş veya bu derviş şelalesinden beslenen kimselerdir. En büyük şairlerimiz gibi, en büyük musikişinaslarımız, en büyük hattatlarımız da…

Okumaya Devam Et