İstanbul’un Gereksiz Yere Yok Edilen Eserleri

                              Prof. Dr. Semavi EYİCE  Sekbanbaşı İbrahim Ağa Mescidi İstanbul”da büyük değişiklik­ler yapılırken 1940 yıllarında Unkapanı”ndan Yenikapı”ya uzanan geniş bir bulvar açıl­ması da kararlaştırılmıştı. Şehircilik uzmanı Henri Prost, Atatürk Bulvarı adı ve­rilen bu caddenin şehrin Marmara kıyısında tasar­lanan merkezinin Beyoğlu semtine bu cadde ile bağ­lanmasını düşünmüştü. Cad­de aynı zamanda şehrin…

Okumaya Devam Et

İdris-i Bitlisî ve Doğu Anadolu’daki Gayretleri

           Doğu Anadolu’nun Osmanlı Devleti’ne Bağlanmasında İdris-i Bitlisî’nin Gayretleri                                             Rahmi Tekin  Yavuz Sultan Selim’in bir nevi müşavirliğini yapan İdris-i Bitlisî büyük bir tarihçi ve aynı zamanda önemli bir din alimiydi. Bitlisli olması hasebiyle bölge halkı hakkında geniş bilgiye sahip idi. Ayrıca bölge insanının yapısını da gayet iyi biliyordu. Yavuz…

Okumaya Devam Et

Ahlatlı Sanatkarlar

                                        Rahmi Tekin  Tarihte Ahlat ilim, irfan ve sanat merkezi olarak tanınmıştır. Söz konusu sanatın, işlemeye elverişli olan taşının kitabe yazımlarında, süslemelerinde ve en önemlisi olarak da yapılarda kullanılmasıyla önem kazanmıştır. Aşağıda da göreceğimiz gibi, yüzyıllar önce bu sanatı icra eden Ahlatlı sanatkarların, Anadolu’nun çeşitli yerlerinde yaptıkları yapılarda göstermiş oldukları…

Okumaya Devam Et

Osmanlı Hoşgörüsü

                                 Doç. Dr. Said ÖZTÜRK  Çağdaş dünyamızda en ideal bir yönetim biçimi telakki edilen demokrasi, farklı anlayış, kültür ve yapılara müsamaha ve tahammül gösteren, örgütlenme hakkı veren bir sistem olarak görülmektedir. Müsamaha demokrasinin temel bir esasıdır. Zira müsamahanın olmadığı yerde demokrasilerden bahsetmek mümkün değildir.  Osmanlı yönetim anlayışı çağdaş demokrasilerin temel…

Okumaya Devam Et

Moğol İstilası Ve İslam Aleminde Yaptığı Tahribat

                                        Rahmi Tekin  XII. yüzyıl İslam medeniyetinin en parlak ve göz kamaştırıcı yüzyılıdır. XIII. yüzyıla gelindiğinde İslam medeniyetinin tahribi birinci derecede Moğollar’ın eliyle olmuştur. Gerçekten medeni hayatın tahribinde ve İslam Alemi’nin böyle büyük bir felakete uğramasından sonra, ilim ve medeniyetin gerilemesi için başka şart ve sebepler aramak beyhudedir.  Prof. Dr.…

Okumaya Devam Et